Namık Kemal Zeybek ile birlikte Ahmet Yesevi Vakfı’nın Ankara-Ulus Samanpazar’ında bulunan Ahmet Yesevi Vakıf Merkezi’nde dünyanın gidişi hakkında bir söyleşi yaptık. Çeşitli kamu görev ve siyasi çalışmalardan sonra bugün Vakıf başkanı olarak görev yapan Zeybek Dünya gündeminde olan birçok soruna bakış açısını dile getirdi. Biz sorduk o cevapladı…
Hürriyet ERSOY:
Sayın Zeybek, Sizin hukukçu olduğunuzu biliyoruz. Yıllarca kaymakamlık yaptınız. Kamu yönetiminde Müsteşarlığa kadar yükseldiniz. Siyasi hayatınıza MHP gençlik kolu genel başkanı olarak 21 yaşında başlamanızın ardından Anavatan Partisi temsilcisi olarak İstanbul milletvekilliği yapıp sonrasında Doğru Yol partisinden milletvekili olarak seçilip devlet bakanı olarak görev yaptığınızı ayrıca başbakanlık başdanışmanı ve büyükelçi unvanıyla Türkiye’nin Avrasya coğrafyasıyla ilişkilerini kontrol eden yetkili kişi olduğunuzu, Cumhurbaşkanı başdanışmanı olarak görev yaptığınızı ve son olarak da DP genel başkanı olarak siyasi çalışmalar yaptığınızı kamuoyu gibi bizde biliyoruz. Ayrıca Ülkü Yolu, Milli Kültür Meselemiz, Bilgi Sevgi Hoşgörü, Türk Olmak, Çağı Yakalamak, Bilgi Çağından Globalizme, Ahmet Yesevi ve Hikmetler adındaki kitapların sizin kaleminizle yazılmış olduğununuzu ayrcıa birçok gazetelerde makalelerinizin çıkmış olmasıyla birlikte TV programlarında yayınlanmış bir profesyönel olarak sizin Dünya’nın gidişatı hakkında sizin görüşünüzü almak isteriz.
N. Kemal ZEYBEK:
Cevabımı 1990 yılında o dönemin Sovyetler birliği Kültür Bakanı olan Gubenko ile yaptığımız söyleşiyi dile getirerek başlamak isterim. Yıkılmaz, dağılmaz, değişmez, dönüşmez, tam tersine bütün dünyayı dönüştürecek diye düşünülen Sovyetler Birliği dağılma sürecine girmişti. Bilimde ve teknikte Amerika ile Japonya ile yarışabilecek başarılarla birlikte uzaya ilk insanı gönderen gelişme çizgisine kültür ve sanatta dünya çaplı gelişmelere rağmen… Evet bütün bunlara rağmen Sovyetler Birliği teslim oluyordu ve çok hızlı bir değişim sürecine girmekteydi. O sohbetimizde Gubenko’ya dedim: “Ben Gorbaçov’un bütün kitaplarını okudum ve tüm konuşmalarını da takip etmeye çalışıyorum. Bütün bu dönüşümlerin sebebini Gorbaçov’un otomasyon çağı dediği “Büyük Dönüşüm” ile ilgili olduğunu görüyorum. Sovyetler Birliği bu çağı yakalayamadı; sanayi çağına takılıp kaldı. Sonunda da dipten gelen büyük bir dalga ile de sersemledi ve her şey alt üst oldu.” Gubenko güldü ve “Aynen böyle oldu” diye cevap verdi. Önce “Perestroika” yani yeniden kurulma adıyla sistemde bir yenileme gerçekleştirip bu çağı yakalayabileceğimizi düşündük ancak bunun tek başına yeterli olmadığını görünce de dünyaya açılma zarureti ortaya çıktı. Ve “Glasnost” — yani “Açıklık” devri bu şekilde başlamış oldu. Ancak kökten değişikliklerin gereksinimi hissedilmeye başladığında demokrasinin kaçınılmazlığı herkes tarafından anlaşıldı.” 1990 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanıydım ve bütün bir yılı “Bilgi Çağı” adını vermiş olduğumuz önceden JJ Servan Schreiber’in sanayi ötesi toplum dediği sonrasında Gorbaçov’un otomasyon çağı olarak adlandırdığı bu büyük çağ dönüşümünü anlatmak üzere yoğun faaliyetlerle geçirdik. Türkiye’deki politik liderler ve kamuouyu öncüleri daha işin farkında değillerdi. TBMM’de televizyonlarda ve toplantılarda yaptığım konuşmalar insanları şaşırtıyordu. Başbakan Özal’a konuyu birebir anlattığım zaman dedi ki: “Bu anlattıklarınızı ben felsefik olarak anlamını bilmiyorum. Ancak amfirik olarak ne demek istediğinizi anlamaktayım. Amerika da bulunduğum dönemde Amerikan çocuklarının doğar doğmaz bilgisayarla haşır neşir olduklarını görünce geleceğin perspektifini anladım ve ilk fırsatta da Türkiye’de de bunu gerçekleştirmek içini kararname hazırladım. Başbakan olduğumda da ilk çıkardığım kararname bu idi.” Sözü uzatmayalım… Türkiye bilgi çağına girdi. Bugün bilgisayar, cep telefonu kullanımında, MSN de, mesajlaşmakta dünyanın en önde giden ülkelerin arasına girdi. Hatta Avrupa’da “Türk gibi telefon kullanıyor” biçiminde şaka arası deyimin de yerleştiği söyleniyor. Evet tüketici olarak bilgi çağına girdik ama bilişim teknolojilerinin üretimde ve kullanımda ise 70ince sıralardayız. Burada bir incelik var ancak 1990 yılında uzun uzun bilgi çağını anlattığım konuşmalarda sonunu şöyle bağlıyordum.”Şimdi her şey güzel görünüyor. Piyasa ekonomisi bütün dünyada yaygınlaşıyor. Büyük ve orta boy işletmeler daha karlı, verimli ve daha akıcı olduklarından üretimdeki paylarını artırıyorlar. Bireyin önemi artıyor. Dünya gelirler ve servetler arasında daha adil bir dağılımı sağlayacak gibi görünüyor. Ancak her çağın imkanlarından yararlanarak ortaya çıkan güçlenen ve arslan payını kendisine alıp öteki insanlara kemikleri bırakan bir takım güçler ortaya çıkabilir. Ve bu yeni bir emperyalizm ve baskı düzeni getirebilir” diye düşünüyordum. Öyle de oldu. Dünyanın dev şirketleri, çok uluslu şirketler, kendi aralarında güç birliğine gittiler ve Dünya Devletini kurdular. Bugün Birleşmiş Milletler’de bu “Dev” lerin sözü geçmekte. Dünya bankası onların elinde öyle ki Dünya Ticaret Örgütünü onlar kurdular. IMF onların güdümünde, Amerika Birleşik Devletlerini ve birçok ülkeyi onlar yönetiyorlar. Bugün Orta Doğuyu yarın bütün dünyayı onlar şekillendirecekler. Amaçları iki: ülkelerin kaynaklarına el koymak ve kendi ürettikleri mallara uygun pazarlar oluşturmak. Yani bilgi çağı sabahı Globalizm karanlığıyla boğuldu. İşte dünyanın gidişi elbette özet olarak… Bu bakış açısından bakınca Irakta olup bitenleri, dünyanın birçok yerindeki hadiseleri ve krizleri anlamak kolaylaşıyor.
Hürriyet ERSOY:
Peki bu karamsar durumdan bir çıkış yolu yok mu?
N. Kemal ZEYBEK: Var elbette… Öncelikle köleleşmek istemeyen toplumların biran önce ve her işi bir yana bırakarak eğitim seferberliğine başlayıp insanları bilinçlendirmesi, bilgiyle donatması ve bilgi çağının ürünlerini üretebilir hale gelmesi gerekiyor. Ayrıca bu uluslararası şirketlere teslim olmak istemeyen ülkelerin de bir yeni kutup oluşturmaları gerekmekte. Yani dünya çok kutuplu olmalı. Özet olarak çözümü bunda görüyorum. Hürriyet ERSOY: Siz Avrasya Birliği üzerinde çok durdunuz, peki sözünü ettiğiniz birlik bu şekilde bir şemaya mı sahip olmalı?
N. Kemal ZEYBEK:
Brzezinski’nin büyük satranç tahtası diye ABD nin dünya hakimiyeti için Avrasya coğrafyasına hakim olması gerektiği hakkında bir kitabı var. Aslında hakimiyet kuracak olan artık ABD değil, ABD üzerinden de hakimiyet kuran büyük organizasyonlar var. Her neyse… Sorunuza cevabım evet, Avrasya birliğinden söz ediyorum.
Hürriyet ERSOY: Geçenlerde Dombay’da Avrasya forumu gerçekleştirildi, burada konuşanlar ESENGE yani bağımsız devletler topluluğu ülkelerinin sıkı bir ekonomik işbirliği teşkilatı haline gelmesi hakkında görüşmeler yapıldı.
N. Kemal ZEYBEK:
Bu yetmez çünkü karşıdaki gücü dengeleyecek bir alan oluşturmak gerekir. Benim teklif ettiğim ESENGE ülkeleri de dahil olmak üzere Türkiye ve İran’ın ve diğer bölge ülkelerinin katılımıyla kurulması gereken bir birliktir. Burada üç kültür alanı görüyorum Kuzeydeki Slav halkları, Ortada Türki devletler ve güneyde Fars dilli halklar ve ülkeler. Ayrıca çevrede bu birliğe katılması mümkün başka komşu ülkeler söz gelimi Suriye, Irak ve Moğolistan ve başkaları… Bu büyük alanda meydana getirilecek işbirliği ülkelerin birbirini tamamlayıcı yapıları ve aynı coğrafyada yaşamanın verdiği üstünlükler dolayısıyla hem gelişmeyi ve zenginleşmeyi sağlayacak, hem de şirketlerin hücumları karşısında direniş gerçekleştirebileceklerdir.
Hürriyet ERSOY:
Türkiye Avrupa Birliği bakanlığı kurabilmek yerine Avrupa Birliği’ne girmeye daha çok önem veriyor. Peki Siz buna karşı mısınız?
N. Kemal ZEYBEK:
Türkiye’de ve Dünya’da Avrupa Birliğinin insanlığın ulaştığı en ileri medeniyet çizgisi olarak görüldüğü ve yeryüzündeki cennet diye anlatıldığı günlerde dahi ben bu konunun boş bir hayal olduğunu anlatan Avrupa birliği seyir defteri diye bir kitap yazmıştım. Bugün Yunanistan’ın. İtalya’nın, Portekiz’in, durumlarına bakınca Almanya’nın EURO alanından çıkmasının tartışıldığı bu günlerde benden AB yandaşı olmamı bekleyemezsiniz.
Hürriyet ERSOY:
ABD ile ilişkiler konusunda ne düşünüyorsunuz?
N. Kemal ZEYBEK:
ABD yi kullanan global kapital güçler bu ülkeyi gereğinden fazla zorlamışlardır. Dolayısıyla global kapitalizme karşı direnmek bu ülkeyi de rahatlatacaktır diye düşünüyorum.
Hürriyet ERSOY:
Kendi bavulunu taşıyan derin bir kişi olarak son olarak ne söylemek istersiniz? N. Kemal ZEYBEK: Hep söylediğimi de söylemek isterim… Ben Müslüman’ım ve İslam Tasavvufu benim hayat görüşümün temelini oluşturur. Buna göre de kutsal olan insanın kendisidir. İnsan yaratıcının yeryüzündeki halifesidir. Her şey insanın mutluluğuna göre düzenlenmelidir. İnsanlığın ürettiği insani değerler yeryüzünde hakim olmalı ve herkes kendi dini inancını da milli kültürünü de bu değerler doğrultusunda yeniden realize edebilmelidir. Böyle bir dünyanın oluşması için her ülkeden insanı esas alan düşünce adamları bir araya gelmeli ve herkes kendi dinini ve milliyetini korumak kaydıyla ortaklaşa bir ses yükseltmelidir. Bu ses bir haykırış haline gelmeli; ülkeleri yönetenleri ve yönlendirenleri etkilemelidir. Dilerim ki bu güzel derginiz böyle bir çalışmaya ev sahipliği yapar.
Международный журнал культурной и деловой жизни "Золотая площадь" пргиглашает к сотрудничеству компании и частных лиц. Вы можете размещать рекламу на страницах печатного издания и в электронной версии журнала в виде рекламных материалов, баннеров, видеороликов, по лучшим ценам и на лучших условиях.
«Золотая площадь». Международный журнал культурной и деловой жизни.
The Golden Plaza. International Magazine of Culture and Business.
Свидетельство о регистрации средств массовой информации:
Москва, Федеральная служба по надзору в сфере связи, информационных технологий и массовых коммуникаций (Роскомнадзор), Эл № ФС77-49585 от 24 апреля 2012 г.
Учредитель: Индивидуальный предприниматель Эркенов Рашид Адамович.
Главный редактор журнала «Золотая площадь» Аппаев Билял Добаевич.
Издатель: индивидуальный предприниматель Эркенов Рашид Адамович. Адрес издателя: 369380, КЧР, Малокарачаевский район, с. Учкекен, ул. Ленина, 89а.
Адрес редакции:
Россия, 369380, КЧР
Малокарачаевский район
с. Учкекен, ул. Ленина, 89а.
email: info@goldenplazamagazine.ru
Тел. 8 87877 2-55 37